Candan Erçetin Gözler Şarkı Sözleri


Ah bu gözler neler gördü
Dostu gördü düşmenıgördü
Aşkı gördü hüsranı gördü
Derdi gördü dermanı gördü

Ne zenginler gördü gerçekten fakir
Ne büyük kişiler aşağılık yerle bir
Ne alimler gördü herkesten cahil

Er ya da geç gözümüzü yumduğumuz zaman
Neye yarar olsa şanın şöhretin ya da paran
Götüremez kimse giderken ne bir han ne bir hamam
Gözünü sevdiğimin dünyasından

Ne cahiller gördü gerçekten bilgin
Ne garipler gördü nefsine hakim
Ne fakirler gördü en zenginden daha zengin

Oyuncak bot ile Balık Avı !!

Bu insanlar, bbu yöntemle balık avlıyor hem eğleniyorlar hemde balık tutuyorlar.

Kaçırmayın bu filmi Avatar!

Avatar mutlaka izlemeniz gereken filmler arasında yer alıyor.
Terminator'ün yazarı,  Titanic yönetmeni James Cameron imzalıdır.

Konu: Savaş gemisi, Pandora adlı gezegene getirilmiş. Dünyadan gelenler burda kendi dillerinde konuşanve insansı robotlar Navi'ler arasında kendilerini garip hisseder


 3 BOYUTLU AVATAR !

Avatar 3d görüntüsüyle izleyicinin ilgisini çekmeye devam ediyor.

İzlemeyenler için Avatar fragmanı

Not : Türkçe dublaj fragman!



Gülümsemek ! :)

Uzmanlara göre gülümsemek yaşam süresini artırmakta fakat bu sıkıntılılardan ne kadar kendimize gülümsemek için vakit ayırıyoruz? burası ayrı bir konu gibi ..Kimileri yapmacık güler kimileri en içten gelen samimiyetiyle güler.
Bazılarımız is başkaları üzülmesin diye gülenlerdendir.İçindeki acıları içine atarak diğerlerinden neden bugün üzgünsün beni de üzüyorsun bak gibi sorular sormasın diye gülümser.


Gülümsemenin yararları

GÜLMENİN 11 YARARI VAR!



Gülmenin yararları saymakla bitiyor!Alman Dr. Heiner Uber,''Gülme Prensibi'' adlı kitabında bu yararları anlattı.

Araştırmayı yapan Dr. Heiner Uber, bulgularını ''Gülme Prensibi'' adlı kitabında anlattı.

19''uncu Yüzyıl sonlarına kadar ayıp ve kaba bir hareket olarak tanımlanan gülmenin, aslında insanın ''en iyi doktoru'' olduğu belirtilen kitapta, günümüzde yüzünden gülümseme eksik olmayan insanların daha karizmatik görüldüğü anlatılıyor.

Kitapta ayrıca gülmenin 11 yararı da sıralanıyor.

GÜLMENİN YARARLARI
1- Cinsel yaşamın daha iyi olmasını sağlar
2- Soğuk algınlığından korur
3- Şeker hastalığına karşı korur
4- Tansiyonun dengede kalmasını sağlar
5- Vücuttaki ağrıların azalmasına neden olur
6- Stresi yok eder
7- Mutlu hissettirir
8- Saldırgan ve sinirli olmayı engeller
9- Fiziksel olarak iyi hissetmenizi sağlar
10- Sindirime yardımcı olur
11- Kötü huylu tümörlerle mücadele eder

Aşk resimleri

En güzel Aşk ve Sevgi resimleri..

askdostyakasi

askdostyakasi3


askdostyakasi8

askdostyakasi7

askdostyakasi1

askdostyakasi2

askdostyakasi4

askdostyakasi5

askdostyakasi6

sevgidostyakasi

Rappelz petler pets hakkında bilgi alabileceğiniz adres

Rappelz online petleri hakkında bilgi alabileceğiniz adres aşağıda yazılı


rappelz.wikia.com/wiki/Pet

Ezel bölüm özetleri 14. bölüm

14.BÖLÜM

Ezel’de yeni bir av başladı. Serdar adım adım Ezel’in geçmişine yaklaşıyor ve geçmişin sayfalarından sürpriz bir isim ortaya çıkarıyor: Selma… Bu kez Ali de oyuna geri döndü. Güç dengeleri bozuldukça, gerçekleri saklamak zorlaşıyor. Ezel bir yandan Serdar-Ali-Cengiz üçlüsünü durdurmaya çalışıyor. Bir yandan da Eyşan’ı köşeye kıstırmaya devam ediyor. Ama günün sonunda. Köşeye sıkışan, sadece kendisi değil, ailesi olacak.

Ezel bölüm özetleri 13. bölüm

13.BÖLÜM

Ezel ve Şebnem tehlikeyi bertaaf ettiler ama Kamil için aynı şey söz konusu değil. Sorumlu belli, yapılacak şey belli. Ali artıkr durdurulmalı. Ezel harekete geçer. Üstelik yalnız değil, bu kez Ramiz yanında. Ezel kaçınılmaz olanı yapmanın ağırlığıyla ezilirken Eyşan’ı da bir kaçınılmazla yüz yüze getirir. Cengiz’se hayatını kurtarmanın peşinde, son oyunlarını oynar. Herkesin planı işliyor gibidir. Fakat sonunda, öyle bir an gelir ki, tüm planlar değişir. Serdar artık oyundaki yerini almıştır.

Ezel bölüm özetleri 13. bölüm

13.BÖLÜM

Ezel ve Şebnem tehlikeyi bertaraf ettiler ama Kamil için aynı şey söz konusu değil. Sorumlu belli, yapılacak şey belli. Ali artık durdurulmalı. Ezel harekete geçer. Üstelik yalnız değil, bu kez Ramiz yanında. Ezel kaçınılmaz olanı yapmanın ağırlığıyla ezilirken Eyşan’ı da bir kaçınılmazla yüz yüze getirir. Cengiz’se hayatını kurtarmanın peşinde, son oyunlarını oynar. Herkesin planı işliyor gibidir. Fakat sonunda, öyle bir an gelir ki, tüm planlar değişir. Serdar artık oyundaki yerini almıştır.

Ezel bölüm özetleri 12. bölüm

12.BÖLÜM
Ezel’in planında sıra, Cengiz ve Eyşan’ı beş parasız bırakmakta. Ellerinde avuçlarında ne varsa alacak. Cengiz’i yalvartacak. Alacakları arasında, Eyşan’ın gururu da var. Kurduğu oyun, onu öyle öfkelendirir ki, Eyşan geri alamayacağı bir adım atar. Ali kasedi öğrenir. Yapması gerekeni yapıp, buralardan gitmeye karar verir. Herkes son kozunu oynuyor. Ama zaman geçtikçe, Ezel’in sabrı da tahammülü de azalıyor. Etrafındakileri uzaklaştırıyor. Bunun neye mal olduğunu öğrendiğindeyse, artık çok geç... Çünkü günün sonunda, tehlike aynı anda, birçok koldan geliyor.

Ezel bölüm özetleri 11. bölüm

11.BÖLÜM

Eyşan ve Cengiz kasedin peşinde. Can’ı bulduklarında, başlarına gelecekten habersizler. Ali’yse yalnız, Ali güvensiz. Ali öyle bir yere geldi ki, Ezel’in onu bitirmek için tek bir hamleye ihtiyacı var. Öyle bir şey yapacak ki, Ali kimsenin yüzüne bakamayacak. Utanç sadece onu değil, Ezel’in ailesini de ele geçirecek. Mert’in yaptığı şey, Meliha’nın ipleri eline almasına sebep olacak. Ezel ailesini bu utançtan koruyamadı ama Eyşan’ı istediği yere getirmeye başardı. Aldatılan kadın Eyşan, Ezel’in yönlendirmesiyle, bir çizgiyi geçmek üzere…

Ezel bölüm özetleri 10. bölüm

10.BÖLÜM

Şimdi harekete geçme zamanı. Ezel oyununda yeteri kadar durakladı. İlerleyebilmek için önce Eyşan ve Cengiz’in, sonra da Cengiz ve Ali’nin arasını açmak zorunda. İkisi için de ayrı planlar yapar. Bir kez içine Ömer şüphesi düşen Ali de ipin ucunu bırakmamaya kararlıdır. Bu kez Ramiz’in peşine düşer. Ve yollar kesişir. Ezel bu ani tehlikeyle karşılaştığında, işler geri dönülemez bir noktaya gelmiştir bile…

Ezel bölüm özetleri 9. bölüm

9.BÖLÜM

Ali, içini kemiren şüphe yüzünden deliye dönmüş durumda.

Fakat daha acili var.

Mert’in araştırması tehlikeli boyutlara varıyor. Cengiz ve Ali gerçeğe daha fazla yaklaşmadan Mert’i durdurmak zorundalar. Ezel ise kardeşini korumak için onlardan önce bir çözüm bulmak zorunda.

Bir seferde ve kesin olarak bu işi bitirmeye karar verir. Bunu yaparken Eyşan’ı da ihmal etmez ve küçük oyunuyla kalbine öyle bir şüphe düşürür ki, o şüpheyle harekete geçen Eyşan nasıl bir sırla karşılaşacağından tamamen habersizdir…
mediha Çevrimdışı Alıntı Yaparak Cevapla

Ezel bölüm özetleri 8. bölüm

8.BÖLÜM

Bahar ortalıkta yok. Ezel, Bahar’a yaptığından hoşnut değil. Durup planını gözden geçirecek ama bu oyunda durup düşünmek yok.

Durursa, sadece kendisini değil, ailesini de tehlikeye atmış olacak çünkü.

Mert hiç beklemediği bir şekilde karşısına çıktığında, Ezel bu gerçeği anlar.

Bir yandan kardeşini korumak, bir yandan gerçeğe iyice yaklaşan Ali’yi atlatmak, bir yandan durmadan yarasını deşen Cengiz’le baş etmek, Ezel’i zor durumda bırakır.

Günün sonunda, Ezel hepsine bir cevap vermek zorundadır.

Ezel bölüm özetleri 7. bölüm

7.Bölüm
İntikamında yeni bir adıma hazırlanan Ezel, Cengiz’in de yeni planları olduğunu öğrendiğinde, deliye döner.

Şimdiye dek yapmadığı kadar ağır bir şey yapmaya karar verir... İkisi de harekete geçerler.

Bu sırada Ali de Ezel hakkında her şeyi değiştirebilecek bir ipucu ele geçirir.

İşler iyice karıştığında, Ali de Cengiz de çekip gitmek ister bu kirli oyundan.

Ama ikisinin de gitmemek için ayrı sebepleri vardır.

Peki o sebepler, en büyük sırları, acıtan gerçekleri öğrendiklerinde de onları bir arada tutabilecek mi?

Ezel bölüm özetleri 6. bölüm

6.BÖLÜM


Anneler ve babalar oyuna dahil oluyor.

Meliha, artık Ezel’in kendi oğlu olduğundan emindir.

O, kavuşmak için saatleri sayarken, Ezel de annesini tehlikeye atmamak için ondan uzak durmaya çalışmaktadır.

Çünkü Cengiz, Meliha ile Ezel arasında yaşananlardan şüphelenir ve Meliha’nın peşine düşer.

Ezel Cengiz’i annesinden uzaklaştırmak için aceleyle yeni kozunu ortaya sürer. Fakat erken davranması onu çok zor durumda bırakacaktır.

Öte yandan Eyşan da babasının geri dönüşüyle altüst olmuştur.

Bozulan dengeleri düzeltmenin tek yolu kalmıştır artık…
mediha Çevrimdışı Alıntı Yaparak Cevapla

Ezel bölüm özetleri 5. bölüm

5.BÖLÜM
Ezel, Bahar ve Eyşan’ı sürpriz bir yere götürür.

O gece, Eyşan’ı derinden sarsar. Görüntüde Ezel hedefi on ikiden vurmuştur. Ama işler her zaman istediği gibi gitmeyecektir.

Sabrı tükenen Ali, adamlarını bir kenara iter ve sırrını bulmak üzere tek başına Ezel’in peşine düşer.

Tam da böyle bir zamanda, yine Ezel’in sebep olduğu bir tesadüf, onu herkesin içinde annesiyle burun buruna getirir.

Köşeye sıkışan Ezel, acil bir çözüm bulmak zorundadır

Ezel bölüm özetleri 4. bölüm

4.BÖLÜM
Bahar’ın ani hastalığı Ezel’in planını yeni bir şehre taşır.

Aileyle birlikte İstanbul’a dönen Ezel, burada da hayatlarının içinde olmanın bir yolunu bulur.

Ancak bu yol, onu acı bir gerçekle yüzleştirecek, hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği insanların karşısına çıkacaktır.

İntikamına sadık kalmak Ezel için hiç bu kadar zor olmamıştı…

Ezel bölüm özetleri 3. bölüm

3.BÖLÜM
Vakit geldi.

Ömer’in Ezel’e dönüşümü tamamlanıyor.

Ezel’in planı işliyor, hem de büyüyerek.

Bahar yurt dışından döner ve farkında bile olmadan, Ezel’in oyununa dahil olur. Bahar’ın düzenlediği etkinlik, herkesi bir araya getirir.
Ezel, küçük ayarlamalar sayesinde Eyşan, Cengiz ve Ali’yle teker teker yalnız kalmanın yollarını bulur.

Geçmişin izlerini taşıyan bu küçük karşılaşmalar, bazı pişmanlıkları su yüzüne çıkarırken, gergin ve tehlikeli anlar yaşanmasına da sebep olur.

Ezel bölüm özetleri 2. bölüm

2.BÖLÜM


Ezel’in

Yıllardır beklediği an geldi.

Bir yandan bulmacanın eksik parçası çözülüyor.

Eyşan’ın sırları ortaya çıkıyor.

Bir yandan herkesin kaderi değişiyor.

Ezel ve Cengiz oyuna başlarlar.

Sürekli kaybeden Cengiz, Eyşan ve Ali’nin uyarılarına rağmen oyundan kalkmaz.

O sırada Can’ın ahırdaki vahşi atı alarak ortadan kaybolduğu anlaşılır.

Sabahın ilk ışıkları yükselirken, oyun masasındaki milyon dolarların da, Can’ın da kaderi da Ezel’in elinded

Ezel bölüm özetleri 1.bölüm

1.Bölüm

Herkesin kimseye anlatmadığı bir sırrı var. Herkesin bir başkasına göstermediği gizli bir yüzü var.

Ezel’in Oyunu’nda, günlük hayatın maskelerinin arkasında insanların bu vahşi, zalim, ne hırslarından ne de aşklarından bir türlü vazgeçemeyen gerçek yüzlerini görüyoruz.

Önce Yusuf vardı. Hayatın içindeki nokta kadar küçük hayatında ailesiyleydi. Mutluydu. Sonra Yusuf bir kız sevdi. Ona aşık oldu. Askerden gelecek, onunla evlenecekti. Evrende herşey yerli yerindeydi. Ama Yusuf birden cinayetten hapiste buldu kendini. Bildiği hayat, güvendiği insanlar bir anda yok oldu. Yerine, tek bir soru, on yıl boyunca kızgın bir damga gibi beynini dağladı durdu: Niye?

Sevdiği kız Eyşan, en iyi arkadaşı Cengiz ve abisi bildiği Ali, ona korkunç bir oyun oynamıştı. Yusuf cevapları bulamıyordu, çaresizdi. Ta ki hapishanede hayatını değiştirecek bir adamla tanışana dek.
Önce Yusuf vardı. Sonra Yusuf öldü. Ezel doğdu. Başka bir yüzle. Başka bir kimlikle. Ama aynı yakıcı soruyla. Niye?

Ezel, oyunu oynamaya hazır. Ezel cevapları bulacak. Ezel, bu üç kişiden intikamını alacak; ondan herşeyini alan insanlardan herşeylerini alacak. Ama önce içindeki bitmek tükenmek bilmeyen, uslanmayan, ölmeyen aşkı öldürmesi gerek.

Sevmek hiç bu kadar zor olmadı.
Kazanmanın bedeli hiç bu kadar yüksek olmadı.

Jadde online oyunu indir adresi

Güncel indirme linkleri için kendi sitesinin oyun yükleme adresi
gameturk.com/portal/jadde/

Başlıksız

Her türlü soru, sorunlar için iletişim fistikcizaman@gmail.com



Türk oyun sektörü ve Türk yapımı oyunlar siteleri

Şimdiki yazımızda Türk oyun sektörü hakkında biraz bilgiler veriyoruz.

Oyuncular Türk yapımı oyunlara önem vermiyor

Evet örnek bir var diyelim hemen grafik önem verip, bu oyun nasıl yapıldı yada ne zorluklarda yapılmaya çalışıldı diye düşünmüyor çoğu oyuncular. Daha böyle yeni oyun yapımcılarına önem verilmesse Türk oyun sektörünün gelişimi olumsuz yönde etkilenecektir.

Gelelim Türk yapımı oyunlara

İstanbul Kıyamet Vakti

istanbuloyun.com oyun için bilgi alabileceğiniz site
sobee.com.tr

Üç senelik geliştirme sürecinin ardından 1 Nisan 2007 tarihinde ücretsiz olarak dağıtımına başlanan, tamamıyla Türk yapımı bir MMORPG'dir. Günümüzden elli yıl öncesinde, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesi ve saklı türler olarak adlandırılan yaratıkların yeryüzüne çıkması ile sonuçlanan gök taşı yağmuru ile birlikte bugünkünden farklı bir gelişim gösteren dünyadaki insanların hayatta kalma mücadelesini konu almaktadır.


Mount&Blade

taleworlds.com ayrıca oyun için bilgi alabileceğiniz site

Savaş, bütün Calradia üzerine bir kara bulut gibi çökmüştür. Üstelik, bu savaştan herkes nasibini alacak ve hayatta kalmak için tüm insanlar uğraş vereceklerdir. Avcısından, tüccarına, köylüsünden çiftçisine kadar herkes tek bir amaç uğruna mücadele edeceklerdir, savaştan sağ olarak kurtulabilmek. Sadece ileri gelen savaşçılar değil, haramiler ve soyguncular da tehdit oluşturmakta, insanlara zarar vermektedirler. Artık devreye girme ve Calradia�da hayatta kalmanın yanında tekrar barışı sağlama zamanı gelmiştir. Bu kavganın en önemli kahramanı da biz, daha doğrusu oluşturacağımız karakerimiz olacaktır.

Boğaz Harbi

http://www.bogazharbi.com
Kodgraf Oyun Stüdyosu
http://www.kodgraf.com/


Çanakkale Savaşı, tarihin akışını değiştiren, Türk'ün gücünü, cesaretini, fedakarlığını, yenilmezliğini bir kere daha gösteren tarihi bir zaferdir. Dünya son teknoloji ile donatılmış orduları ile Çanakkale'ye akın ederken, Mehmetçik elindeki süngüyle "Çanakkale Geçilmez" yazmıştır bu toprağın her zerresine. Türk tarihinde bu denli önemli bir yere sahip olan Çanakkale Zaferi'ni dilden dile yeni kuşaklara aktarmak, Türklük bilincinin canlı kalması açısından, üzerimize düşen bir sorumluluktur. Oyunların gencinden yaşlısına tüm bireyler üzerindeki etkileri göz önüne alındığı takdirde "Çanakkale Zaferi" gibi tarihi bir destanı, oyun yoluyla, canlandırarak ve yaşatarak aktarmak tarihi bu güne taşımak açısından etkili bir çözüm olacaktır.


..:: Amaç ::..
Türk'ün dünyaya meydan okuması olarak adlandırılabilecek "Çanakkale Savaşı" büyük tarihi öneme sahiptir. Tarihi nesilden nesile aktarmak, yaşamak ve yaşatmak her Türk'ün üzerine düşen bir görevdir. Bu görevi yerine getirirken etkililiği sağlamak için, görsel ve işitsel öğeler kullanmak, olayları yaşanıyor hissi ile aktarmak son derece önemlidir. Bu açıdan bakıldığında oyunlar, tüm bu ihtiyaçlara cevap verebilmektedir. Ülkemizde oyun sektörünün az gelişmiş olması, özellikle de tarihi oyunların olmayışı bir kayıp olarak nitelendirilebilir. Görsel ve işitsel öğelerle zihinlerde derin izler bırakabilen oyunları tarih, kültür, bilgi birikimini aktarırken kullanmak son derece etkili ve akıllıca bir çözüm olacaktır.

Birinci Şahıs Nişancı (First Person Shooter) kategorisinde yapılmış, Türkiye'de bir ilk olan "Boğaz Harbi" oyununun hayata geçmesi hem Türk tarihi hem de Türk oyun sektörü açısından bir yenilik olacaktır.

Bu bağlamda, "Boğaz Harbi" oyunu ile birlikte Türk oyun sektörüne giriş yapmak ve tarihin gerçekliklerini oyun yolu ile yeni nesillere aktarmak böylelikle mevcut piyasada söz sahibi olabilmek temel amacımızdır.


Son destan oyunu indir ,download Joygame

İndirme adresi: joygame.com/sondestan/download.aspx#download

Öykü

Asmara Gezegeni’nin Broccion Kıtası’ndaki Perna Savaşı’ndan sonra güçler, kendilerini, Parpelin gücünün kalan parçaları olan Kor’a ve Kor Cevherleri’ne sahip çıkmak için çözümsüz bir mücadelenin içinde buldular. Sonraki 500 yıl boyunca, gruplar güçlerini pekiştirmek için kıtanın çeşitli yerlerinde küçük büyük pek çok savaş yaptı.

Kral Haas, Karanlıklar Tanrısı’nın varisi olan Yenilmez Skid’i esir eden mührü kırmak için büyük bir azimle, kıtanın her yerine dağılmış Kor enerjisinin izini sürdü. Haas’ın arkasında, dünyaya demir yumruğuyla egemen olmak isteyen, Skid’in nişanlısı ve Karanlıklar Kraliçesi Kera vardı.

Yaklaşık yüz yıl süren silahlanma yarışı döneminde çok fazla olay yaşanmadı. Bu sırada, Aydınlığın ve Karanlığın güçleri kendi ordularını kurmaya ve ekonomik yeterliliklerini sağlamaya odaklanmıştı.

Her iki güç de Kor Cevherleri’nin neredeyse bitmek üzere olduğunu biliyordu. Karanlığın güçleri, Skid’in mührünü kırmak için yeterli Kor Cevheri’nin kalmayabileceğinden korkarak aralarında kendi saflarından üyelerin de bulunduğu, çok sayıda canlının kurban edilmeye zorlandığı acımasız tedbirler uygulamaya başladı. (Perna Savaşı, 612 - 623)

Bu kıyım artık sonuç vermeyecek bir noktaya ulaştığında, Karanlığın güçleri, kullanabilecekleri her askeri topladı ve bunları kalan Kor Cevheri yataklarına ve madenlerine göndererek son yüz yıl içinde ilk kez yeni bir saldırı başlattı. (660)
Bu saldırı sırasında, Kor ya da Kor Cevherleri’yle ilgili olsun veya olmasın, giderek artan sayıda kişi ortadan kayboldu. Her iki güç de kendi istihbarat ağlarını buna yönlendirdi.

666 yılında, Karanlığın güçleri, Skid’i bağlayan mührü kıramazlarsa Skid’in küle döneceğini öğrendi. Daha şaşırtıcı olanı, eğer Karanlığın güçleri Skid’i özgürlüğüne kavuşturmayı başarırsa, Işığın Varisi olan Les’in küle dönecek olmasıydı. (662) Bunu öğrendikten sonra, Işığın güçleri arasında yer alan gruplar Kor Cevherleri’ni ve kontrolleri altındaki gücü paylaşıp Karanlığın güçlerini kovmak ve varislerini kurtarmak için bir antlaşma yaptılar.

Antlaşma, Kor Toplantısı olarak bilinen bir toplantının sonunda yapıldı ve böylece, Işık tanrısının adını taşıyan Carpenril Federasyonu doğmuş oldu. Ancak, Kor Cevherleri’nin çok az bulunuyor olması, Carpenril Federasyonu’nu iç çatışmalara sürükledi. Sonuç olarak, Federasyon yeni ve daha saldırgan bir strateji benimsedi... Tüm Kor gücünü Karanlığın güçlerinin elinden almak için topyekün savaş!..

Karanlığın güçleri şimdi kendi kazdıkları kuyuya düşeceklerdi. Federasyon, gruplara teşvik olarak, düşmandan geri aldıkları Kor madenlerinin mülkiyet haklarını vermeyi vaat etti. Bununla birlikte, Karanlığın varisi Skid’in ruhunu yok edecek ve Kera’yı ortadan kaldıracak olan kahraman, tüm Federasyon ordusunun başkomutanı olacaktı. Tüm kıta, Kor’un içindeki gücü kimin kontrol edebileceğini ve çıkarabileceğini belirlemek için yapılan güç savaşının sahnelendiği bir arenaya dönüştü. Ancak, Karanlığın güçlerini alt etmek o kadar da kolay bir görev değildi.

Şimdi bu yol, kendisini kanıtlamak isteyen herkese açık. Ulukan siz mi olacaksınız,
yoksa bu yolda ölecek misiniz?

Alıntıdır
Joygame

Kaynak
joygame.com/sondestan/gameinfo/backgroundstory.aspx

domuz gribi ol inşallah-oğuzhan koç şarkısı dinle


Türkçe Rappelz adresi,sitesi

Türkçe Rappelz Online
http://tr.rappelz.gpotato.eu/

Yukarıda verdiğim adres türkçe rappelz online sitesinin adresidir.


Türkçe konuşan Gm'ler

Türkçe görevler

ve daha birçoğu.....

Ayılar ini RAPPELZ nedir ?

Ayılar İni

Epic 5 bölüm 2 yeni bir afetin gelişine tanık oldu, Ayılar İni.
Bu yer bir zamanlar asil Grizzlilerin buluşma noktasıydı, maalesef bu mağara alışılmışın dışındı bir cadı tarafından bozuldu.
Sizden oraya gidip bu tehdide karşı baskınlar gerçekleştirmeniz bekleniyor, çok dikkatli olun, bu İnin ayıları size ilk görüşte saldırmaktan kaçınmayacaklardır.

Size bu zindana gezileri daha iyi hazırlayabilmeniz için bu küçük kılavuzu sunuyoruz.

Her şeyden evvel bilinmesi gereken gün ve oyuncu başına bu zindana en fazla 24 gezi gerçekleştirilebilir. Her saat tekrarlanacak olan taslak budur :

xx saati 40 geçe: İni kayıtların açıldığı Dünya kanalı aracılığı ile bildirilir. Grup oluşturma olasılığı artık mevcuttur.
xx saati 55 geçe: Kayıtlar kapanır, bekleme salonunda bulunanların gezi oluşturmak veya katılmaları için 5 dakika kalmıştır.
xx+1 saati 00 geçe: Hazırlanma seçenekleri kapanır ve gruplar İni teleporte edilir. Gezi grubu bulunmayanlar ise otomatikman şehre teleporte edilir.
xx+1 saati 25 geçe: Gezi tamamlanır. Ayılar İninde bulunan oyuncular tekrar bekleme salonuna teleporte edilir.

1- Ayılar İnine nasıl girebilirim?

Katan, Ufuk, Laksi ve Rondo da bulunan NPC Casus İrduanna ile konuşarak Ayılar İnine ulaşabilirsiniz (aşağıdaki resimdeki gibi). Unutmayın ki bekleme salonuna sadece Dünya kanalında bunu gerçekleştirebileceğinizi dair mesajlar belirince girebilirsiniz.

Ayılar İni giriş diyaloğu

2- Ayılar İnine nasıl bir keşif gezisi yaratabilirim?

Eğer Ayılar İni bekleme salonunda iseniz o zaman Mağara Sunağı giderek keşif gezisi yaratabilir veya bir tanesi katılabilirsiniz. (aşağıdaki resimdeki gibi) (yoksa soru 1’e geri dönün :) )




Mağara Sunağı – Ayılar İni bekleme odası

3- Bu el gayet güzelde ancak ne yapacağım?

Evet şimdi sadede geleceğim...
İlk önce üzerine basmanız gerekecek.
Ardından bir sonraki resimde görebileceğiniz keşif gezileri penceresi belirecek.

Ayılar İni party penceresi
Bekleme Salonu Penceresi


1 numaralı kırmızı çerçeve içerisinde seviyenize göre bir gezi olup olmadığını görebilirsiniz.
Eğer bir geziye katılmak istiyorsanız sadece gereken düğmeye basmanız yeterli.
2 numaralı kırmızı çerçevede sizi Bekleme Salonundan çıkaracak olan düğme bulunmakta.
3 numaralı kırmızı çerçevede keşif gezisi kurmayı sağlayan düğme bulunuyor.
4 numaralı kırmızı çerçevede bulunan düğme mevcut keşif gezileri listesini güncelleştirmeye yarıyor.

Dolayısıyla iki seçeneğiniz mevcut, ya bir geziye katılmak ya da bir gezi kurmak.
Eğer bir "Gezi Yarat" düğmesine basarsanız (aşağıdaki resme bakın), o zaman 4’ten 8’e kadar oyuncu içerebilen bir gezi yaratıp onu bir şifre ile ister korur ister korumazsınız.
Gezi ismine sayı koymayınız ve de en azından 5 harfli bir isim belirleyiniz

Keşif gezisi yaratım penceresi


4- Seviyem 55 ve seviyesi 48 olan bir arkadaşım gezime katılamıyor neden?

Gezileri daha etkili bir şekilde dağıtmak için bunlar seviye basamaklarına bölünmüştür.
Aşağıda belirtilen seviye basmaklarına uymak zorundadır:
#0 : 1 ~ 34 Sev.
#1 : 35 ~ 49 Sev.
#2 : 50 ~ 64 Sev.
#3 : 65 ~ 79 Sev.
#4 : 80 ~ 94 Sev.
#5 : 95 ~ 109 Sev.
#6 : 110 ~ 124 Sev.
#7 : 125 ~ 139 Sev.
#8 : 140 ~ 154 Sev.
#9 : 155 ~ 170 Sev.
#10 : 170+ Sev.

5- Peki, önemi daha hızlı tecrübe kazanması lazımdı. Şimdi ki içerideyim ne yapman lazım?

Saat xx+1 saati 00 geçe, artık Ayılar İnindesiniz.
Görebildiğiniz gibi ekranın sağ kısmında yeni küçük bir pencere açıldı. (aşağıdaki resimde ).

1. 25 dakikalık bir süreniz bulunmakta
2. Gezi başına 3000 puanlık bir hedefiniz var (Bu hedefe ulaşmadığınız sürece puan alamayacaksınız)
3. Diğerlerinden daha iyi olup olmadığınızı görmek için bir kill sayacınız bulunmakta... :)

bear5

Ayılar İni sayacı


3000 puanlık hedefinizi doldurmak için gezinizin süresi 25 dakika.
Öldüreceğiniz Ayıların zorluklarına göre daha fazla veya daha az puan kazanacaksınız (Söylenenlere göre aralarında cadıda saklanıyormuş).

6- Hedefi süre tamamlanmadan doldurdum o zaman ne oluyor ?

Vay… Bu tehdidi katliam gerçekleştirerek yok etmek kalbinize çok hitap ediyor galiba :)
Peki... O zaman ayıları avlamaya devam edin bu size daha fazla bağımlılık puanı kazandıracaktır.

7- Pardon? Ne anlatıyorsun dostum? Nedir bu bağımlılık puanları hikayesi?

Ayılr İni size ne tecrübe ne de eşya kazandırır ancak tabi ki oraya geziye gitmenizi sağlayacak bir neden olsa gerek. Hedefleri yerine getirdikçe puanlarınız Bağımlılık Puanına (PA) dönüştürülecek (envanterinizde ki bu eşya bear4 sayesinde onları görebilirsiniz), bu puanları Casus Selome’nin mağazasında eşyalara karşı takas edebileceksiniz.


8- Son bir soru, peki gezi sırasında ölürsem ne olur ?

En iyi ihtimale grubunuzdan bir elde bulunan olanaklar ile sizi diriltecektir.
Şayet dirilemezseniz vücudunuzu terk etmek zorunda kalacaksınız. O zaman Ayılar İni bekleme salonuna geri döneceksiniz ve tekrar gezinize ulaşma olanağınız bulunmayacak ( bu bağlantı kopukları ile oyun çökmeleri içinde geçerli).

Artık bir keşif gezisine gitmek için bütün gerekenleri bilmeniz gerek.
Sizlere bol şanslar dileriz. :)

Klavyelerinize,

Xyriantos,
gPotato Takımı.

Kaynak

tr.rappelz.gpotato.eu

Alıntıdır teşekkürler

Yüzme sporu tarihçesi

Yüzme Sporunun Tarihçesi

Yüzme sporunda, Türklerin daha Orta Asya'dan göç etmeden oradaki nehirlerde ve göllerde yüzdükleri, bilinen bir gerçektir. Londra'daki British Museum'da bulunan bir kabartmada, Uygur Türkleri'nin bugünkü kulaç sitilini bildikleri görülmektedir. Asur-Babiller'in de yüzme sporuyla uğraştıklarına ilişkin belgeler vardır. M.Ö. VIII. yüzyıla ait olduğu sanılan bir Asur kabartmasında, düşman oklarından kaçan Asur savaşçılarının yüzerek karşı kıyıya çıktıkları görülmektedir.

Öte yandan Hun Türkleri'nin de yüzme ve kürek sporları yaptıkları tarihi belgelerde görülmektedir.

Osmanlı kültüründe özellikle İstanbul ve İzmir olmak üzere bazı büyük şehirlerimizin kıyılarında kurulan ahşap deniz hamamlarının yüzme sporunun sevilip, yerleşmesinde önemli rolü olmuştur. Kıyılarda denizlere çakılan ağaç kazıkların arasına tahta perdeler çakarak yapılan tahta havuzlarda yaz aylarında İstanbul ve İzmir halkı yüzme sporu yapmaktaydı.

Yüzme tekniği olarak "Hazret-i Adem sitili" de denilen köpekleme yüzme uygulamaları Anadolu’da başlamıştır. Kulaç sitiline geçiş "Karadeniz Kulacı" denilen ve kolu dirsekten bükmeden ileri doğru sert hareketle atmaya dayanan uygulamalarla başlamıştır. Bu stilde yüzen bir yüzücünün göğsünün su hizasına kadar çıktığı görülür. Karadeniz'in dalgalı ve çırpıntılı deniziyle mücadelede etkili olan bu stil bu nedenle "Karadeniz Kulacı" adıyla anılmıştır.

Yine buna benzeyen ancak daha sert ve çabuk kulaç şekli kullanılan yüzme tekniğine de "Devri Mahmudiye Kulacı" denilmekteydi. Bu kulaç şeklinin, Sultan Mahmud zamanında donanmanın yeniden ıslahı yapılırken denizcilerin de özel bir eğitime tabi tutulmaları sırasında ortaya çıkarıldığı ve donanmada öğretildiği bilinir.

İlk Türk tahta havuzlarına "Deniz Hamamı" adı verilmiştir. İstanbul'un en gözde deniz hamamları Kadıköy, Moda ve Boğaziçi kıyılarındaydı. Ayrıca Boğazdaki yalıların bazılarında da özel deniz hamamları vardır. İlk Türk yüzücülerin in bu deniz hamamlarında çalıştıkları bilinir. İstanbul'da olduğu gibi İzmir'deki deniz hamamları da İzmir'de yüzme sporunun doğup gelişmesinde önemli rol oynamıştı. Karşıyaka, Güzelyalı ve Alsancak kordonlarında var olan İzmir deniz hamamları bilinir.

Türkiye'de modern anlamda yüzme sporuna ilk adımın 1973 yılında Galatasaray Sultaniyesi'nde atıldığı görülür. Okulun Fransa'dan gelen Beden Eğitimi Öğretmeni M. Moiroux, aynı zamanda iyi bir yüzücü olduğundan Galatasaray Sultaniyesi öğrencilerine beden eğitimi deslerinde yüzmeyi de öğretmiştir. Ayrıca Heybeliada'daki Mekteb-i Fünun-ı Bahriye'nin (Deniz Harp Okulu) iç yönetmeliğinin 19. Maddesinde, okulun her öğrencisinin denize girmek ve yüzme öğrenmekle mükellef bulunduğu kesinlikle belirtilmekteydi.

Evliya Çelebi'nin Seyehatnamesi'nden Kağıthane şenliklerinde yüzme yarışlarının yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Osmanlı Donanmasındaki leventlerinde çok iyi yüzme bildikleri saptanmıştır.

1900' lü yılların başlarında İstanbul'da bulunan yabancı uyruklular, kendi aralarında yüzme yarışları düzenlemeye başladılar. Bu tür yarışlara zaman zaman Türk gençleri de katılıyorlardı. Yüzme sporuna ilk yer veren kulüp Fenerbahçe olurken, onu Galatasaray izledi. 1922'de Moda-Kınalıada, Fenerbahçe-Kınalıada, Büyükada-Fenerbahçe arasında uzun mesafe yarışları düzenlendi.

Türkiye' de ilk düzenli yarış, 15 Eylül 1923' te Büyükada'da yapıldı. Aynı yıllarda kurulan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, yüzmenin daha disiplinli olarak yapılmasını sağladı. 1931'de Ekrem Rüştü Akömer'in çabaları ile Türkiye'de ilk yüzme havuzu olan, 25x50 m boyutlarındaki İstanbul Büyükdere Yüzme Havuzu açıldı. Aynı dönemde, İzmir Karşıyaka spor kulübü de yüzme şubesi açtı. Büyükdere Havuzu'nda G.Saray ile başlayan yüzme çalışmaları F.Bahçe, Ortaköy, Vefa, Beykoz kulüplerinin de eklenmesiyle yaygınlaştı.

Amatör Yüzme Federasyonu FINA (Federation İnternationale de Natation Amateur) kurulmasından önce olimpiyatlarda yer alan yüzme yarışları sportif olmaktan çok uzaktı. 200 m engelli yüzme yarışları, bir direğe tırmanmayı ve bir dizi kayığın üstünden geçtikten sonra, bu kayıkların altlarından yüzerek geçmeyi içeriyordu. Diğer yarışlar ise, su altında en uzun mesafe yüzme, 4000 m yüzme gibi yarışlardı. FINA' nın kurulmasıyla birlikte, bu türden yarışlar kaldırılarak, yarışlarda FINA yönetmeliği esas alındı.

Bu yönetmelikte yarış mesafelerinin metre cinsinden ölçülmesine karar verilerek yarışma stilleri de serbest, sırtüstü, kurbağalama ve kelebek olarak belirlendi. Türkiye kulüpleri de buna uygun eğitim ve yarışlar düzenlemeye başladılar. Yüzücülerimiz, ilk uluslar arası karşılaşmaya 1934'te o dönemin Sovyetler Birliği' nde katıldı. Türkiye’de ilk yarış ise 1937'de Moda'da yapıldı. Aynı yıl yüzme yarışları Denizcilik Federasyonu'na bağlandı. 1942 yılında Ortaköy'de inşa edilen ilk modern yüzme havuzu açıldı.

"Lido" ismiyle açılan bu havuzun ölçüleri 33x15 m olup havuzun bir tarafı daha sığdı. Türk yüzme sporunda başlayan yeni dönem, 1943 yılında İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü'nün kurulmasıyla sürdü. İYİK çalışmalarına 1943'ten 1961'e dek Ortaköy'deki Lido Havuzu'nda devam ettikten sonra, kendi tesislerine taşındı. 10 Ağustos 1954'te, 16 saat 50 dakika süren zorlu bir mücadeleyi tamamlayan Murat Güler, Manş Denizi'ni geçen ilk Türk yüzücü oldu.

1931-1932 yıllarında bayanlar arası yüzme yarışları başlamıştır. Avrupa'da doğup büyüyen Leyla Asım Turgut hanım anavatana döndükten sonra bu sporu sürdürmek istemiş ve Fenerbahçe kulübüne girmişti. Onun tek başına başlattığı bayanlar yüzme spor çalışmaları yeni bayan yüzücülerin katılımıyla genişlemiştir. Bunda Atatürk'ün o yıllarda Türk kadınlarına tanıdığı büyük hakların da önemli etkisi bulunmaktaydı. 1960'lı yıllarda Gülşen Koşkun, Roksan Okan, Nilgün Sökmen, Sevgi Duru ve Lahe Kohen yüzme havuzlarında yıldızlaştılar.

1980 yılında İzmir'de yapılan İslam Oyunları Sebla Tanık 100 metre serbestte, Elif Ünsal 200 metre serbestte, Yakut Alca 100 metre kelebek , 200 metre serbest ve 200 metre karışıkta, Şehnaz Uslu 200 metre sırtüstüde, Memduha Alpdoğan 400 metre serbestte ve 800 metre serbestte; Yasemin Savran 400 metre karışıkta Türkiye'ye 11 altın madalya kazandırdılar.

Yüzme sporu, 1957'de Denizcilik Federasyonu'ndan ayrılarak, Rıza Salih Saray başkanlığında bağımsız bir federasyona kavuştu. 1970'li yıllarda inşa edilen açık ve kapalı yüzme havuzlarının hizmete girmesi ve miniklere yöneltilen altyapı çalışmaları Türk yüzme sporu açısından olumlu sonuçlar vermeye başladı. 1971 yılında İzmir'de yapılan Akdeniz Oyunlarında Türkiye 15 erkek ve 10 bayan yüzücü 15 sutopucu ve 6 atlayıcı ile yer aldı. Akdeniz Oyunları İzmir de yüzme sporuna karşı duyulan sevginin ve ilginin bir kat daha büyümesine yol açtı.

Ersin Aydın'ın Anamur-Girne arasında açık denizde yüzmesini Murat Özüak'ın Balkan Şampiyonaları'nda ilk altın madalyayı kazandırması ve Sabri Özün'ün Balkan Şampiyonluğu izledi. 1978 Dünya Okullar Oyunları'nda Zafer Atamer altın madalyaya ulaştı. Şubat 1994'te Dünya Yüzme Federasyonu (FINA)'nun, mayıs ayında ise Avrupa Yüzme, Atlama, Sutopu ve Senkronize Birliği'nin yönetim kurulu toplantıları Türkiye'de yapıldı.

Yüzme Sporunun Katkıları

Yüzme sporu beden gelişiminin temel sporlarından biridir. Tüm vücut kaslarının kullanıldığı sporlardandır. Su direncine karşı yapılan bir spor olması nedeniyle kas kuvvetine ve genel dirence önemli katkılarda bulunmaktadır.

Spor belli bir yaşam disiplini verir. Bu yaşam disiplinini en iyi sağlayan sporlardan biri yüzme sporudur. Erken yaşlarda başlama olanağı olan birkaç spordan biri olması ve insan doğasına uygunluğu nedeniyle yüzme sporu bu disiplini sağlar. İnsan doğasının en kolay uyum sağladığı spor dalı olması çok ileri yaşlara kadar uygulanabilecek spor olmasını sağlar. Yürümek kadar doğal ve kolay bir spordur.

Sporda saldırganlığı azaltan ve yarış ortamında çok çalışanın başarılı olması doğasını kabul ettiren bir spordur. Çalışmayan başarılı olamaz ve daha çok çalışanın başarısını alkışlamak gerekir. Ondan daha başarılı olmak için ondan daha fazla alışmak gerekliliğini kabul etmek gerekir. Birey olarak kendine güveni ve başarabileceklerini önceden görmeyi sağlar.

Düzenli çalışmalar yüzme sporunda nerelere gelinebileceğini ve kişinin sınırlarını ne kadar zorlayabileceğini ortaya koyar.

Başarılı olmak onu korumayı ve daha çok çalışmayı, başarısız olmak ise yapılan hataları gözden geçirip ders alarak eksiklikleri gidermeyi ve yeniden çalışmayı gerektirir. Yüzme sporu bu yaşam anlayışının en iyi yaşandığı ortamdır.

Bağışıklık sistemini uyarması ve metabolizmanın düzenli çalışmasını sağlaması kişileri hastalıklardan korumaya yönelik önemli katkılar sağlar. Kuzey ülkelerinde yaşayanlar soğuk ortamlarda dirençlerini arttırmak için soğuk sulara girmek alışkanlığı kazanmışlardır. Bu davranış onların dolaşım sistemlerinde de düzenleyici etkiler yapmaktadır. Damar hastalıklarını görülme sıklığını azaltır.

Spor amaçlı yüzme sporu ile uğraşmak için haftada iki ya da üç gün yüzme sporuna bir saat zaman ayırmak yeterlidir. Bu süre karada yapılacak çalışma öncesi gerdirme egzersizleri ile geliştirilebilir. Yüzme sporunda belli bir mesafenin yüzülmesi hedeflenerek çalışmalara başlanmalı ancak nefes alış veriş tekniği ve yüzme sitillerinin buna uyumu için eğitim alınmalıdır. Temel yüzme eğitimi almayan kişilerin yüzme mesafesi uzadıkça yorulmaları daha çabuk olacaktır. Su ile uyum içinde yapılan bir yüzme sporu hem ruhsal dinginlik hem de beden gelişimi sağlayacaktır. Su direncine karşı yanlış hareketler ise kişinin çabuk yorulmasına ve bu spora fazla devam edememesine neden olacaktır.

Yüzme sporu bu sporla aktif uğraşanlar kadar sağlık için spor anlayışıyla çalışanlarında düzenli ve sürekli uygulamasına gerek duyan bir spordur. Öğrenmenin yaşı yoktur. İnsan doğası suda batmamayı ve hareket edebilmeyi bilir. Bisiklete binmek gibi dengeye dayanan bir davranıştır. Çalışmalarla geliştirilir, doğru hareketlerin yapılması ile hız ve direnç kazanılır. Korku sadece yaşanan deneyimlerden kaynaklanır ve doğru hareketlerin öğrenilmesi ile kolayca üstesinden gelinir.

Suda terleme olmasına karşın su ortamında vücuttan uzaklaşması kolaydır. Yüzme sporu yapılan ortamın genel temizlik kurallarına dikkat edilirse en temiz spor olma özelliği taşır. Çamur, toz ve vücut kirleri bu spor için var olmayan kavramlardır. Bir bone ile saçların toplanması ve suya dökülmesinin önlenmesi, suya girmeden önce duş alınarak deri üstünde var olan deri döküntülerinin uzaklaştırılması kullanılan ortamın temizliğine katkı sağlayacaktır.

Yüzme sporu çok küçük yaşlarda başlanabilen ve çok ileri yaşlara kadar sürdürülebilen, sağlıklı zamanlarda yapılabildiği gibi sakatlık iyileşmelerine de katkısı olabilen, engelli insanların kolaylıkla yapabileceği bir temel spordur. Sağlık ve spor kavramlarının yan yana olduğu tek spordur.

Yüzmenin Faydaları

A- Kalp-dolaşım sistemi üzerine etkileri :

Antrenmanlar ile kalbin dakika volümünü arttırmak mümkündür. Bu artışın gerçekleşmesi maximal ve submaximal yapılan yüklenmelerle mümkündür. Yapılan araştırmalar kalbin dakika volümünü arttıran en iyi yolun submaximal (%70 ve altı) yüklenmeler olduğunu ortaya koymuştur. Kalbin dakika volümünün artması, dokuların oksijen ihtiyacının karşılanması bakımından çok önemlidir. Bu sebeple orta ve uzun mesafe yüzücülerin bu özelliğini geliştirmeleri önemlidir.

Bilindiği gibi, kalbin dakika volümünün artması, öncelikle atım volümünün (her atımda pompalanan kan miktarı) ve de kalp atım sayısının artırılması ile olanaklıdır. Su içindeki yatay pozisyon, kalbin atım volümünün ayakta duruşa oranla daha iyi olmasını sağlar. Çünkü, bu pozisyonda, kalbin kan ile doluşu daha iyi olur. Su içinde, suyun kaldırma kuvveti yerçekimine karşı koyar. Bu konumda kalp, kanı yer çekimine karşı atmak zorunluluğunda kalmaz. Ayrıca, suyun kaldırma kuvvetinin yer çekimini karşılanması ve suyun alt ekstremitelere uyguladığı hidrostatik basınç, havada dik durumda iken karşılaşılan "Kanın alt ekstremitelerde toplanma eğilimini" elemine eder.

Diğer taraftan, su içinde kalp, ısı düzenlemesine yardım amacıyla deriye fazla kan göndermek zorunda kalmaz. Bu kan çalışan kaslara aktarılır.

Özetlersek, yüzücülerdeki dolaşım diğer spor dallarındaki sporculara oranla farklılıklar gösterir. Bu durum, su içindeki vücudun yatay pozisyonda olmasına bağlıdır. Bu pozisyonda kalp kan ile tamamen dolar ve sonuçta kalbin tek bir kasılışında daha fazla kan vücuda pompalanır.

• Düzenli antrenmanların kalp üzerine yaptığı olumlu etkiler şunlardır;

1. Antrenman ile kalp odacıklarının hacmi büyür. Kalp odacıklarının büyümesi ile kalbin içine aldığı kan miktarı artarken, dakika volümü artar. İyi antrene edilmiş sporcularda kalbin yük altında bir dakika içinde pompalandığı kan miktarı 35-40 litreye kadar çıkabilmektedir.

2. Antrenman sonucunda, kalp kaslarında "hipertrofi" denilen gelişme, kalınlaşma, kuvvetlenme meydana gelir. Bu gelişmelerle kalbin pompalandığı kan daha güçlü bir şekilde organizmaya dağılır.

B- Yüzmenin solunum sistemleri üzerine etkileri :

Temel görevi, kana oksijen vermek ve kandaki karbondioksiti almak olan solunum sistemi, ağızdan ve burun dan başlayarak akciğerde sonlanır. Ağızdan ve burundan alınan hava "trakea" adı verilen ve havanın iletilmesini sağlayan boru yoluyla akciğerlere gelir. Akciğerlere gelen ve akciğerlerin yapısında bulunan "alvoel"lere (hava kesecikleri) yerleşe havada % 14-15 oksijen ve % 4.9-6.9 oranında karbondioksit vardır. Çevresi kılcal damarlarla sıkı bir şekilde çevrilmiş ola alveollerle kılcal damarlar arasında gaz alış verişi olur. Gaz değişimi difüzyonla meydana gelir.

Örneğin, vennler (toplar damar) içinde akciğerlere gelen karbondioksitten zengin kan, akciğer yapısındaki alveol keselerine geçerken burada bulunan oksijen de kana geçer.

Eritrosit içinde dokulara gelen oksijen il bağlanmış hemoglobin molekülü, oksijenini aktif dokulara verir. Bu alışveriş ise aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. Antrenmanlar sırasında organizmanın oksijen gereksinimi artar. Bu artışa paralel olarak, bu gereksinimi karşılayacak dolaşım ve solunum sistemlerinin de bu duruma fizyolojik bir uyum göstermesi gerekir. Dokuların oksijene olan gereksinimi arttıkça, solunum sisteminin organizmaya soktuğu oksijen miktarı ve bu oksijeni dokulara taşıyacak olan dolaşım sisteminin faaliyeti artar.

3- Yüzmenin Sinir sistemi üzerine etkileri :

Yüzme tüm vücudumuzu hareket ettirebildiğimiz bir spor olduğu için sinir sistemine etki yapan en önemli spor dallarından biridir. Suyla ilgili tüm çalışmalarda, sinir sitemimizdeki etkiler duyu organlarımızın devreye girmesiyle gerçekleşmektedir. Burada duyu organlarımız ve sinir sistemimiz bir bütünlük içersinde çalışmaktadır. Kısacası tüm yaşantımızda sinir sistemimizle, duyu organlarımız iç içe çalışmakta olduğunu herkes bilmektedir.

Su içersinde yaptığınız her çalışmada suyla ilgili ayrı bir rehavet ve canlılık hissetmeniz; sinir sisteminizi rahatladığını gösterir.

Yıkanırken olan rahatlama duygusu veya yüzerken egzersiz sonrası canlılığımızı Sinir sistemimizin dinlenmesi sonucu ortaya çıkan unsurlardır. Yüzme ortamının iyi olması, eğitmeninizin kalitesi ve ortamdaki mutluluğunuz da diğer faktörler olarak Sinir sisteminizin dinlenmesine yardımcı unsurlardır.

Yüzme sonrası görülen rahatlamalarda insanlarda aşağıda sıraladığımız davranışların geliştiği bilinmektedir;

- Kişinin kendine güveni artar,
- Korkusu yok olur,
- Yapacağı bir işe adaptasyonu daha kolaydır ve dikkati zor dağılır,
- Zor bir spor olan yüzme branşı, kişileri daha disipline eder, daha programlıdırlar,
- Yüzme sporunu yapan kişiler normal yaşantılarında daha aktiftirler ve başarılıdırlar,
- Toplumda İyi ve güvenilir bireylerdir


YÜZME TEKNİKLERİ

SERBEST YÜZME

Serbest yüzme tekniğinin gelişimi :

Sportif yüzmenin başlangıcında, İngiliz Yüzme Ekolü'nde yüzme teknikleri veya yarışlara katılımlarında herhangi bir kural söz konusu değildir. Kurbağalamadan farklı olan yüzme şekillerine "serbest yüzme" adı verilirdi. Günümüzde bile, FINA ' ya göre "serbest yarışlarda yüzücüler istediği yüzme stilini kullanabilirler. Ancak, ferdi ve bayrak karışık yüzmede, serbest yüzme, kurbağalama, kelebek ve sırtüstü dışında herhangi bir teknik kullanılabilir".

1840-1850 yıllarında kurbağalama tekniğinden farklı olarak "över" yüzme tekniği geliştirilmiştir.Bu teknikte, vücut yan yatay pozisyonda olup, tek bir kol yukarıdan vücudun yanında bacaklara doğru suyu çekerek hareket ederdi, diğer kol ise sabit kalırdı. Bacak hareketi yan kurbağalama bacak hareketine benzerdi 1873 yılında "trudgeon" tekniği ilk defa uygulanmıştı. "Över" tekniğinden farklı olarak "trudgeon" tekniğinde her iki kol alternatif ve bacaklarla koordineli olarak hareket edip, daha büyük bir sürat yakalanabilirdi.

Günümüzde kullanılan ve bildiğimiz krawl tekniği ilk defa 1897 yılında avustralyalı yüzücüler tarafından uygulanmıştır. En başında, krawl tekniği özellikle yarışların bitiminde, hız kazanmak amacıyla kullanılırdı. Ancak 1911 yılında amerikan yüzücü Duke Kahenamoku 100 yards serbest yansında tüm yarış boyunca krawl tekniği kullanarak, dünya rekoru kırdı. Daha sonra 1922 yılında Johny Weissmuller krawl tekniğini kullanarak, 100 m serbest yarışını bir dakikanın altında yüzdü.

Weissmuller'in kullandığı teknik günümüzde "klasik" teknik olarak kabul edilir: 6 bacak vuruşuna 2 kol hareketi koordinasyonu kullanırdı; Vücudun suyun üzerinde yüksek bir pozisyonu vardı; kolların kayma süresi uzundu; kolun suyu çekme hareketi kısaydı. 1930 yıllarında, krawl tekniği Japon yüzücüler tarafından daha da geliştirilmiştir. Japonlar bacak hareketine daha çok önem verip, 1932 yılındaki Dünya Şampiyonasında 100 m serbest (0:58.2) dünya şampiyonu, Yasugi Miyazaki, iki kol hareketine on bacak vuruşu koordinasyonu kullanırdı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Japon ve Avustralyalı yüzücülerle rekabette olan Amerikalı yüzücüler, krawl tekniğini kol hareketi açısından geliştirdiler. Amerikalı uzmanlar kol hareketinde "omuz rotasyonu'nun önemini tespit ederek, kolun suyu çekme hareketinin daha uzun olmasına dikkat ettiler. Ayrıca, sprint krawl ve uzun mesafe krawl tekniklerinde farklılıklar ortaya çıkmaya başlamıştı.

Bilinen "bumerang krawl" tekniği Avustralyalı yüzücüler tarafından geliştirildi. Bu tekniğe göre, bacak hareketi sayısı azalıp, kol hareketi frekansı yükselir. Uzun mesafe krawl yarışında J. Comels 4 bacak vuruşuna 2 kol hareketi kullanarak, olimpiyat şampiyonu olmuştu.Kol hareketleri hızlı olduğundan dolayı, suyu çekme hareketi kısa olup ve pasif evrede kollar düzgün olmazdı. Kolların dirsekten sürekli fleksiyon yapması, kolu bir bumeranga benzetirdi.

1976 yılında 100 m serbest yarışını 50 saniyenin altında yüzen Amerikalı Jim Montgomery' nin sprint krawl tekniğinin temelinde, uzun kol hareketleri ve 6-2 koordinasyonu bulunmaktadır.

Krawl bacak hareketinin teknik uygulaması :

Aktif hareket : Bacak hareketi kalça ekleminden yapılır. Hareketin başlangıcında diz hafif bükülür ve parmak uçları sivri olup, içe doğru rotasyon yapar Dizin bükülmesi devam ederken, alt bacak ayakla birlikte aşağıya doğru bir "kırbaç" şeklinde hareket eder.

Pasif hareket : Bacak geriye düz bir şekilde uzatılır ve topuk suyun üzerine çıkana kadar devam eder.

Genel Hatalar
1- Dizin bükülmemesi ve bacakların gergin olması.
2- Dizin fazla bükülmesi.
3- Bileğin hiperekstensiyon yapmaması ve bükülü olması.

Krawl kol hareketinin teknik uygulanması :

Aktif hareket : Kolun suya girişi ve suyun tutulması evresinde, kol suya girerken yatay pozisyonda olup, önce hafif fleksiyon, suyun içinde ise ekstensiyon yapmalıdır. Kolun suyu çekmesi evresinde ise dirsek yavaş yavaş fleksiyon yapar ve üst kol omuzla 90 dereceli bir açı yapıncaya kadar kol suyu önden aşağıya geriye doğru çeker. Kolun suyu itmesi evresinde el, kalçaya doğru çekilir ve kol düzeltildikten sonra dışarıya doğru çıkartılır.

Pasif hareket : Suyun itilmesinden sonra, kol sudan çıkar. Bu evrede dirsek hafif bükülü olmalıdır, çünkü bütün kolun gevşemesi gerekir. Pasif hareket aktif hareketin başlangıcına kadar devam etmektedir.

Genel Hatalar
1- Kol suya girdiğinde düz, çok bükük veya başa yakın olması.
2- Suyun çekilmesinin düz kolla yapılması.
3- El bileği ekleminin gevşek olması.
4- Suyu çekme hareketinin kısa olması.
5- Pasif hareketin düz ve gergin kolla yapılması
6- Pasif harekette kolun izlediği yolun suyla paralel olması (kolun yandan atılması).

Krawl yüzme tekniğinde nefes alıp-verme tekniğinin uygulaması :

Nefes almak için başın uygun bir şekilde çevrilmesi şarttır, aksi taktirde vücut pozisyonu, kol hareketlerinin simetrisi ve bacak hareketlerinin planı bozulabilir ve bu şekilde yüzme randımansız bir hale gelebilir.

Pozisyon : Baş suyun içindedir, gözler ileriye bakar (başın açısı 45 derece). Suyu çekme evresi boyunca nefes verilir daha sonra suyun itişini gerçekleştiren kolun tarafına doğru baş hafif eğilir.

Nefes alma : Yüzün yarısı sudan çıktığında nefes alınır ve gözler sudan çıkmaya hazırlanan kola doğru bakar. Kol omuz hizasına geldiğinde nefes alma evresi sona erer ve başın pozisyonu vücudun pozisyonuna uygun hale gelir.

Nefes tutulması : Başın vücut pozisyonuna dönmesinden sonra, kol suya girinceye kadar ve kolun "kayma" evresi bitinceye kadar nefes tutulur.

Nefes alıp-verme evreleri süre olarak eşit değildir. En uzun süren evre nefes vermedir, nefes alma ve nefes tutma evreleri ise daha kısadır. Kol ve vücut hareketlerinde asimetrik bir durumun ortaya çıkmaması için, yüzmeyi yeni öğrenenlere her iki taraftan nefes almaları tavsiye edilir.

KURBAĞALAMA YÜZME

Kurbağalama yüzme tekniğinin gelişimi :

Yuvarlak hareketler kullanarak suda ilerleme biçimi antik çağlardan tanınmaktadır. O zamanlara ait kaynaklardan, bu yüzme çeşidinin Mısırlılarda, Grekler ve Romalılarda kullanıldığı ispatlanmıştır.

Yüzme öğretimi ile ilgili yazılan ilk kitapta (yazar Nicolaus Wynmann) kurbağalama yüzme tekniğinden bahsedilmektedir. Yazarın kurbağalamada kullanılan hareketleri bir kurbağanın hareketlerine benzetmesi, bizim bildiğimiz yüzme stilinden bahsedildiğine inandırmaktadır.

XIX.Yüzyılda sportif yüzme ile ilgili ilk resmi bilgiler çıkmaya başladığında, kurbağalama hareketlerinin özellikle uzun mesafelerde kullanıldığı söylenmektedir.

Bilinen en eski üzme tekniği olan, kurbağalama yüzme, Olimpiyat Oyunları programında ancak 1904 yılında , 440 yard yarışı olarak yer almaya başlamıştır. 1908 yılında 200 m yansı, 60 yıl sonra, 1968 yılında 100 m yarışı olarak hak ettiği yeri alır.

1900-1930 yıllan arasında kullanılan kurbağalama tekniği çok ilkeldi. Vücudun pozisyonu suyun yüzeyinde çok yüksekti, baş sürekli suyun dışında idi ve yapılan hareketler devamlı ve yuvarlak bir çizgi üzerinde oluşuyordu. Bu yılların en belirleyici kurbağalama tekniği Alnımı stili idi - Baş suyun üzerinde, hareketler geniş ve yuvarlak, fakat kol hareketlerin arasındaki kayma süresi ilerlemeye belli bir ritmi vermekteydi.

1930 yılından sonra, yüzme kurallarındaki bazı yetersizliklerden faydalanarak, bazı kurbağalama yüzücüleri kolun suyu çekişinden sonra kollan sudan çıkarıyordu, bu da ilerlemeye önemli bir katkı veriyordu. İşte bu şekilde yeni bir yüzme tekniği meydana gelmiştir, o da kelebek tekniği idi. 1935 yılından itibaren kelebek tekniği kendine özgü bir statü kazanır ve bu şekilde klasik kurbağalama tekniği muhafaza edilir.

İlerleme süratini yükseltmek için kurbağalama yüzücüleri tekniğe çok sayıda değişiklikler getirmeye çalıştılar. 1950-1957 yıllan arasında suyun altında kurbağalama tekniği geliştirildi. Buna göre suyun altında yüzücü nefes almadan birkaç kol ziklesi gerçekleştirirdi.Suyun altında kol hareketi kalçaya kadar uzatıldığından dolayı daha etkiliydi, bu şekilde de ilerleme sürati çok büyürdü.

1957 yılında uzun süreli nefessiz efor sağlığa zararlı olduğundan bu stil yasaklanmıştır. Bundan sonra, yüzme yarışlarında yüzücünün sadece depar veya dönüşten sonra suyun altında bir tek hareket yapmasına izin verilmiştir.

1960 yıllarında Japon yüzücü Osaky'nin gösterdiği teknikte kolun suyu çekişi kalçalara kadar devam ederdi ve nefes hemen suyun çekişinden sonra gerçekleşirdi. Yuvarlak hareketin yerine düz ve uzun bir hareket yapıldığından dolayı ilerleme daha etkili oluyordu.
Günümüzde kurbağalama tekniğinin yeni bir değişikliğine seyirci olmaktayız. Yeni teknikte nefes alındıktan sonra baş ve omuzlar hafif suyun altına batar, hareket sanki kelebek stilindeki yalpalanmayı andırır. Bu yalpalamanın sonucunda kollar daha kuvvetli çekiş yapabilirler. Bu yeni tekniğin büyük bir yetenekle uygulanması gerekir, aksi taktirde başın suya fazla batması diskalifiye cezasına yol açar. Omuz eklemi esnek olan yüzücülerde bu fazla bir sorun yaratmaz, çünkü onlarda gereksiz yere hareket etmek zorunda değildir.

Kurbağalama bacak hareketinin teknik uygulaması :

Pasif evre : Bacaklar omuz genişliğinde açılır. Dizler fleksiyon yapıp, topuklar kalçaya çekilir. Bu durumda ayaklar suyu daha etkili bir biçimde itebilmek için, dışa doğru rotasyon yapar.

Aktif evre : Dışa doğru çevrilmiş ayaklar yandan arkaya doğru suyu iter ve düzelinceye kadar devam eder. Bacaklar ve ayaklar düzelinceye kadar bu evre devam eder. Evrenin sonunda, bacaklar birleşir ve bir sonraki harekete başlamak için bir süre kayma pozisyonunda kalır.

Kurbağalama kol hareketinin teknik uygulaması :

Aktif evre : Kollar düz olup, ileriye doğru bakar. Ellerin drşanya doğru rotasyon yapması ile birlikte, kollar dirsekten bükülür ve eller dirseğin altına gelinceye kadar suyu çekmeye devam eder. Bu pozisyondan sonra dirsekler hemen göğüs altında birleşir ve eller ileriye bakar.

Pasif evre : Kollar omuzlarla birlikte öne doğru uzatılır ve tekrar eller ileriye bakar. Kollar düzelinceye kadar pasif hareket devam eder.

Genel hatalar
1. Kolun suyun çekme hareketinin geniş olması
2. Aktif harekete başlamadan önce ellerin bitişik olmaması
3. Pasif evrede dirseğin fleksiyonda olması.

Kurbağalama yüzme tekniğinde nefes alıp-vermenin teknik uygulaması :

Düzenli bir ilerleme sağlamak amacıyla, kurbağalama yüzmede kol hareketinin aktif evresinde, bacaklar düz pozisyonda olmalıdır, böylece vücut en uygun şekilde suyun üzerinde kayabilir. Bacak, hareketin aktif evresinde ise, kol, hareketin pasif evresinde olmalıdır. Çocuklara bu tür koordinasyonu anlatabilmek için, şöyle bir ifade kullanılabilir:

"Kollar suyu bacaklara doğru "gönderir" ve bacak hareketi ancak suyun kalça seviyesine geldiğinde başlayabilir, çünkü yalnız bu şekilde suyu yakalayabilirler".

Kurbağalama yüzme koordinasyonu diğer stillerdeki koordinasyona göre daha kolay öğrenilebilir. Çünkü bu koordinasyonda başın rahat bir şekilde suyun dışında çıkarılabilmesinden dolayı, nefes daha kolay alınabilmektedir.

Kurbağalama yüzmede yüzme temposunun kullanımı :

Genel olarak, günümüzde kullanılan kurbağalama yüzme tekniğinde, hem kol hem de bacak hareketinde yeterli bir kayma süresi verilmesi gerektiği tüm yüzme uzmanları tarafından kabul edilmektedir. İyi yüzücüler düzgün ve ekonomik bir ilerleme şekli sağlamak için kayma süresini nasıl kullanacaklarını iyi bilmektedirler.

Düzgün teknik ve optimum tempo için bu kayma süresinin göz ardı edilmemesi gerekir. Normal olarak, çok uzun bir kayma süresi ilerlemenin düzgünlüğünü ve süratini azaltır, aynı zamanda vücut pozisyonunda da istenmeyen değişiklikler meydana getirebilir.

KELEBEK YÜZME

Kelebek yüzme tekniğinin gelişimi :

Yüzme tekniklerinin arasında en yeni olan, kelebek yüzme, 1935 yılında Uluslararası Yüzme Federasyonu'nun kurbağalama-kelebek kural ayırımı yapıldığında meydana çıkmıştır.

Aynı yılda ABD'de Amerikan antrenörün David Armbuster yüzücüsü Jack Sieg kelebek temellerini atmıştır. Jack Sieg ilk defa 100 yard kelebek mesafesini l :00.2 derecesi ile yüzmüştür, fakat tekniğin resmi bir dayanağı olmadığı için, bu derece kabul edilmemiştir.
1951 yılında kelebek tekniği Avrupa'da ilgi toplamaya başlamış ve 1953 yılında Uluslararası Yüzme Federasyonu yeni kelebek tekniğin resmi olarak kabul etmiştir.

Kelebek bacak hareketinin teknik uygulaması :

Aktif hareketi : Hareket kalça ekleminden yapılır. Dizlerin bükülmesi ile birlikte, üst bacak suya iner ve ayak parmak uçları sivri olarak içe doğru rotayson yapar. İlerlemenin gerçekleşmesi için, alt bacak bir "kırbaç" hareketi yapar.

Krawl stilinden farklı olarak bu "kırbaç" hareketinin daha kuvvetli olması gereklidir çünkü bu hareketten vücudun yukarıya kalkması için destek alınır.

Pasif hareket : Bacaklar düzeldikten sonra, gevşek bir şekilde yukarıya kaldırılır.

Genel Hatalar
1-Pasif harekette dizlerin fazla fleksiyon yapması.
2-Aktif harekette dizlerin karına fazla çekilmesi.

Kelebek kol hareketinin teknik uygulanması :

Aktif hareket 3 evreden oluşmaktadır : Kolun suya girişi ve suyun tutulması evresinde, eller dışa doğru rotasyon yapar. Kolun suyu çekme evresinde ise, kollar hafif yana açılır ve hafif dirsekten fleksiyon yaparak, suyu çekmeye başlar.

Kolun suyu itme evresinde, kollar suyu bacaklara doğru iter ve vücudun yanına yaklaşıncaya kadar devam eder.

Pasif hareket : Kolun suyu itiş hareketi bittikten sonra kollar sudan çıkar ve hafif yandan bir yol izleyerek tekrar suya girer.

Genel Hatalar
1-Suyun çekişinin gevşek bilekle yapılması.
2-Kol hareketinin kısa olması.

Kelebek yüzmede nefes alıp-verme tekniğinin uygulanması :

Kurbağalama yüzme tekniğindeki gibi, kelebek tekniğinde de nefes alıp verme başın yukarıya kaldırılması ile gerçekleştirilir.Ancak, bazı yüzücüler yandan (krawl' daki gibi) nefes almayı tercih ederler. Nefes alma zamanı kolların aktif hareketinin bitiminde meydana gelir.

Bu durumda, suyun itilmesi bittiğinde başın sudan kaldırılması için yeterince destek sağlanmış olur. Özellikle yeni başlayanlarda başın suyun dışına fazla çıkarılması ve dolayısıyla suya fâzla batması sık görülen bir hatadır.

Kelebek yüzmede hareketlerin koordinasyonu :

Pratikte başka koordinasyon türlerine de rastlanır. İki kol hareketine 4 yalpalanma ve bir nefes hareketi veya bunların karışımı.

Yüzmeye yeni başlayanlar yukarıda bahsedilen koordinasyonları gerçekleştiremiyorlar. Bunun için çocukların kullandığı koordinasyon bir kol hareketine bir yalpalanma hareketidir. Yalpalanma hareketi ise su çekimi bitiminde veya kolların suya girme sırasında değil, kolların suyu çekmesi esnasında gerçekleşir.

SIRTÜSTÜ YÜZME

Sırtüstü yüzme tekniğinin gelişimi :

Sırt üstü yatay pozisyonu kullanarak suda ilerleme en eski zamanlardan beri bilinmektedir.sırtüstü yüzme hakkındaki ilk bilgiler 1538 yılında Nicolas Wynman'ııı "Colymbetes" adlı kitabında verilmiştir. Ayrıca, ünlü pedagog Guts Muths da sırtüstü yüzme tekniğinin özellikle can kurtarma için çok önemli olduğunu söylüyordu.

Sportif açıdan sırtüstü yüzme tekniğinin kurbağalama yüzme tekniği ile birlikte, XIX. Yüzyılın ilk yarısında başladığı bilinir. Aslında, o zaman kullanılan teknik, kurbağalama tekniğinin sırtüstü versiyonuydu. Bu stilin gelişiminde İngiliz yüzme okulunun önemli bir katkısı vardır.

Krawl yüzme tekniğinin ortaya çıkması ile beraber, krawl'da kullanılan hareketler sırtüstü stiline adapte edilmeye başlanmıştı.1920 yılında Hebner adlı Amerikalı yüzücü bu yeni tekniği kullanarak 100 m sırtüstünü 1.12.2 derecesi ile yüzdüğünde, artık eski teknik (kurbağalama sırtüstü) performans yüzücülerinin ilgi alanından çıktı.

Fakat yine, uzmanlar bu eski tekniğin can kurtarmada kullanılan yüzme stillerinde yer almasının önemli olduğunu savunmaktadırlar.

İlk başlarda, sırtüstü yüzme stili, ilkel krawl yüzme stiline çok benziyordu: vücut, tam olarak sırtüstü yatay pozisyonda değildi, baş ve omuzlar suda yüksek bir pozisyonda ve kol hareketleri suya çok yakın yapılıyordu.

Bu nedenle vücut sürekli yalpalanıyordu ve bacak hareketleri ise kuvvetli ve dizlerden fazla fleksiyon yaparak meydana geliyordu.İlerleme süratinin yükseltilmesi, kol ve bacak hareketlerinin ritmi hızlandırılarak yapılıyordu.

Japon yüzmesinin gelişim yıllarında (1930-1940) bacak hareketi mükemmelleştirildi. Bunun sonucu dizler fleksiyon yapmıyor ve bacak hareketinin genişliği azalıyordu. Yine Japon yüzücülerin getirdikleri bir yenilik olarak, vücut suda tamamen sırtüstü yatay pozisyonu alıyordu;

Vücudun pozisyonuyla birlikte kolların suya girişi başın üzerinde ve suyun çekilişi daha derin yapılabiliyordu. Suyun çekilişinin daha derin yapılması kol hareketinin ritminin düşmesine ve bacak hareketinin ritminin yükseltilmesine yol açmıştır.

Hemen hemen aynı yıllarda, Amerikalı antrenör Robert Kiphuth yeni bir teknikle Japonların üstünlüğüne son verdi. Kiphuth'un yüzücüsü olan Kiefer'in yeni tekniğinde kol tamamen başın üzerinde suya girmiyor ve suyun çekilişi o kadar derin yapılmıyordu.

Aynı zamanda bacak hareketinin ritmi azaltılmış ve 6 bacak koordinasyon tekniği için ilk adımlar atılmıştır.

1948 yılında Fransız yüzücü Georges Valery geliştirilmiş kol hareketi tekniğini göstermiştir. Yeni tekniğe göre suyu çekme sırasında el, ilerleme çizgisine paralel bir çizgi üzerinde hareket ediyordu: Düz olan kol omuzların ekseni ile aynı çizgi üzerine geldiğinde, dirsek flekisyon yapıyor ve bu şekilde meydana gelen hareket ilerleme yönüne paralel oluyordu.

1956-1960 yılları arasında Avustralyalı yüzücüler de bazı değişiklikler meydana getirdiler: Bacak hareketi ritmi azalırken, kol hareketi frekansı yükseltildi. Tekniğinin mükemmelleştirilmesi Amerikalı antrenör James Counsilmen'in yüzücüsü ve birçok rekora imza atan, Tom Stock'un katkısıyla devam etmiştir. Stock'un tekniğindeki yenilik omuz rotasyonuydu.

Bütün bu değişikliklerden faydalanan ve sırtüstü tekniğinin en son sekili veren Eski Doğu Almanya yüzücüsü Roland Matthes'in tekniğinde, vücut pozisyonu Kiefer tekniğinden, bacak hareketi Japon tekniğinden ve omuz rotasyonu Stock tekniğinden alınmıştır.

Sırtüstü bacak hareketinin teknik uygulaması :

Pasif hareket : Bacak gevşek şekilde aşağıya doğru iner.

Aktif hareket : Hareket kalça ekleminden yapılır. Diz hafif bükülürken, parmak uçları gergin ve içe doğru rotasyon yapar. Dizin suyun üzerine çıkmasına az bir mesafe kaldığında ise, alt bacak ve ayak yukarıya doğru bir "kırbaç" gibi hareket eder.

Genel Hatalar
1- Bacakların kalçadan karma doğru çekilmesi.
2- Bacakların düz ve gergin olması.
3- Dizin sudan çıkması.

Sırtüstü kol hareketinin teknik uygulaması :

Aktif hareket 3 evreden oluşmaktadır : Kolun suya girişi ve suyun tutulması evresinde, kol suya dışa doğru rotasyon yapıp, düz olarak suya girer. Bu pozisyonu koruyarak, 20-30 cm kadar suyun içinde harekete başlanır. Kolun suyu çekme evresinde, kolun hareket yönü ilerleme yönünün aksinedir.

Dirsek fleksiyon yapar ve 90 derecelik bir açı oluşuncaya kadar harekete devam eder. Kolun suyu itme evresinde, su bacaklara doğru itilir ve kol kalçanın yanma gelinceye kadar devam eder.

Pasif hareket kolun sudan çıkması ile başlar : Kolun havada izlediği yol suya dikeydir ve kol başın arkasında uzatıldıktan sonra, dışa doğru rotasyon yapar ve tekrar suya girer.

Genel Hatalar
1- Kolun yana atılması veya dirsekten fleksiyon yapılarak suya girmesi.
2- El bileğinin gevşek tutulması.
3- Suyu çekme evresinde kolun düz olması.
4- Suyu itişin kısa olması.
5- Kolun suya başın arkasında değil, yandan girmesi

Sırtüstü yüzme tekniğinde nefes alıp-vermenin teknik uygulaması :

Sırtüstü pozisyonunda baş sürekli suyun üzerinde olduğu için, nefes alıp-vermede fazla problem yaşanmaz. Uzmanlara göre, en iyi nefes alma aralığı, bir kolun sudan çıkması ile diğer kolun sudan çıkması arasındaki zamandır.





Antreman Kuralları :

1- Isınma :
Yavaş yapılan egzersizlerde kişilere ısınma gereksizmiş gibi görünür, oysa yapılan bilimsel araştırmalarda görülmüştür ki ısınma yapan bir kişinin antrenman içersinde veya yarışma içersinde performansı çok daha iyi olmuştur.

Yüzmede yapacağımız egzersizlerde su dışında 10-15 dk genel açma germe mahiyetindeki jimnastikle başlar, sonra suda ısınma yüzme mesafesi verilerek tamamlanır. Bu mesafe kişinin durumuna göre değişiklik göstermektedir.

2- Esas Devre :
Yüzme programlarında temel kural, yavaş ve gittikçe gelişen bir çalışma şeklinde olmalıdır. Eğer yoğun ve hızlı çalışmaya girersek; göğüste bir sıkışma yada ağrı, soluk almakta aşırı yoğunluk, gözlerde kararma midede bulanma görülebilir. Bu gibi durumlarda çalışmayı hemen kesmek gerekmektedir. Buradan anlaşılır ki antrenman ağır gelmiş olup vücudumuzu zorlamış olmaktayız.

3- Soğuma Devresi :
5-10 dk lık bir soğuma programı kalbin dinlenme için yükünü azaltır. Kanın kalbe geri dönmesine adalelerin harekete yardımcı olur. Birdenbire durulduğu zaman adalelerde ani durur yani kan dolaşımı için adalenin kalbe yardımı kesilir. Adeledeki fazla kan birikimleri ise, kalbin dolayısıyla beynin yeterli oksijeni alamamasıyla sonuçlanacaktır.

Kalpte kanın azalması istenmeyen durumlar yaratabilir. Vücut iyice soğumadan sıcak duş yapılmamalıdır ve saunaya gidilmemelidir. Adalelerin ani durdurulması ve daha sıcak bir ortama girilmiş olması kılcal damarların genişlemesine kanın vücudun çeşitli bölgelerinde toplanarak kalpten uzak kalmasına neden oluyor.

Oysa soğuma egzersizleri kan dolaşımının normale dönmesini, vücudun soğumasını, hiçbir sakıncalı duruma olanak vermeden sağlar.

Yıkanma ise hemen soğuma dönemini izlemelidir. Egzersizle soğumadan sonra ılık suyla yıkanmalıdır. Sıcak suyla yıkanmada terleme devam eder, hatta artabilir. Soğuk suyla yıkanmada adalenin normal soğumasını gereksiz yere hızlandırır. Suyun altında uzun süre kalmaya gerek yoktur, hafif bir sabunlanma yada silinme, terin vücuttan alınması için yeterlidir.

Beslenme Durumu :

Yemeğin üzerinden en az iki saat geçmeden çalışma yapılmamalıdır. Yemekten sonra yaklaşık bir buçuk saat kan beyin ve kalpten uzaklaşır. Herhangi bir kalp sorunu olanlar için yemek üstüne çalışma yapılması tehlikeli olabilmektedir. Bu tehlikeli durumlar kalp sorunu olmayanlarda da gözükebilmektedir.Yalnız şunu unutmamak lazım "yemek" dediğimiz bir lokma birşey demek değildir.

Az ve sulu besinler, içecekler ve karbonhidratlar yenildiğinde iki saat beklemeye gerek yoktur.

Aç karnına çalışmanın hiç bir zararı olmaz.Sabah çalışmalarında başlangıçtan 10-15 dk önce meyve suları içilebilir. Çalışmalar esnasında vücudun su gereksinimini karşılamak çok önemlidir. Ter yoluyla ve diğer yollarla yitirilen su, karşılanmazsa baş ağrısı bitkinlik, genel bir isteksizlik gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan susadıkça yeterince su veya egzersiz esnasında bir yudum şeklinde içilebilir.

Egzersiz anında çok fazla su içilmesi midede gereksiz şişlik ve performansı bozucu rahatsızlık yapabilir. Egzersizden hemen sonra çok aşırı soğuk şeyler içilmemelidir. Terle kaybedilen tuz, yeterli beslenme ile yerine konulabilir. Aşırı sıcakta ve çok su kayıplarında tuzlu şeylerin yenilip içilmesi yeterli değilse tuz tabletleri ile takviye yapılmalıdır.


Havuzun Tarihçesi

Eski Yunan ve Roma Uygarlıklarında görmüş olduğumuz yüzme sporu savaş amaçlı karşımıza çıkmaktadır. Suyun birçok canlı için doğal yaşam çevresi olması ve yaşamın suda başladığı düşünüldüğünde bilinen en eski çağlardan beri insanların suyla ilgilenmesi yüzme ve banyo amaçlan ile suyla ilişkide olmaktan zevk alması ve bu davranışlarına ilişkin bir kültür oluşturmuş olmasına hayret edilmemelidir.

Hintlilerin dini amaçla oluşturdukları su kültürünün M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzandığı biliniyorsa da su ile ilgili yaşam biçimi kültürüne ilişkin en iyi korunmuş yapı örnekleri Ege uygarlıklarına aittir. M.Ö. 1700-1400 arasında Kronos ve Phoitos saraylarında geliştirilmiş olan yüksek kalite standartları ve tasarım ölçütleri kaydedilmeye değerdir.

Romalılar toplu kullanılan yüzme havuzları ve banyoların yapımını büyük ustalıkla gerçekleştirmiştir. Japonya'da ise okullarda yüzme eğitimini zorunlu kılan imparatorluk fermanı yayınlanmış ve uygulamaya koymuşlardır.

Roma imparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra önemini yitirmesine karşın doğu toplumlarında suyun rekreaktif amaçlarla kullanımı yüz yıllarca çeşitli biçimlerde süregelmiştir. Özellikle Türk hamamı olarak adını duyuran bu yapılar özgün bir yapı biçiminin ve kültürün gelişmesinin öğeleri olmuşlardır.

Rusya'da buhar banyoları ve bunu soğuk nehir ve gölde yüzmenin izlediği davranış eski çağlardan beri popülerliğini korumuştur. Çin ve Japonya'da toplu banyo ve yüzme yaşam kültürünün bir parçası olarak yer almaktadır.

Avrupa'da Rönesans'tan 19. yüzyıla kadar bu yapılar bir gelişme gösterememiştir. Avrupa'da 19. yüzyıl yüzme havuzları konusunda gelişmelerin yoğunlaştığı bir dönem olarak kabul edilmektedir. Özellikle Doğuda ve Dünyanın çeşitli yerlerinde sömürgeler kurmuş olan İngilizler Japonya ve Hindistan'da yüzme havuzu ve toplu halk banyosu düşüncesini benimsemiş ve ülkelerine getirmişlerdir.

Böylelikle İngiltere ve Avrupa'da yüzme havuzları hızla yayılmışlardır. 1860'larda bu Amerika'ya da sıçramış ve az sayıda da olsa yapılmaya başlanmıştır. Yakın ilişkili bir başka gelişmede yüzme havuzlarında suyun sterilizasyonu amacıyla ilk defa klor kullanımına başlanılmasıdır.

İlk resmi Yüzme yarışlarının 1837 de Londra da yapıldığı bilinmektedir. 1882 den sonra Avrupa'daki ülkelerin bir çoğu Yüzme Federasyonlarını kurdular. 1896 da modern olimpiyatların başlaması ile Yüzme Branşı da eklenmiş oldu ve Yüzme yarışları organizasyonu yapıldı. Yüzme branşının dünya üzerinde gelişmesi sonucu;

1909'da Londra'da Uluslar arası Amatör Yüzme Federasyonu FINA (Federation İnternationale de Natation Amateur) kuruldu. 1920-1930'lar Amerika'da en fazla yüzme havuzunun inşa edildiği yıllardır.

İkinci Dünya Savaşı ve onu takip eden yıllarda ekonomik çöküntüler nedeniyle doğal olarak yüzme havuzu yapımları durmuştur. Durgunluk 1950'lerin ortalarına doğru hızla hareketlenme ve artışa dönmüştür. Bunda inşaat teknikleri filtrasyon ve diğer havuz tesisatlarındaki gelişmeler önemli rol oynamıştır.

1950'lerden günümüze kadar olan zaman dilimi içerisinde de özellikle gelişmiş ülkeler başta olmak üzere pek çok ülkede yüzme havuzu yapımında sürekli bir artış gözlenmektedir. Bu alan başlı başına bir endüstri ve büyük bir pazar oluşturmuştur.

Rekreasyon dinlenme eğlence ve SPOR yüzme havuzlarının baş kullanım amaçları olarak görülmektedir. Turizm sektöründe de yüzme havuzları turizm yapılarının bir parçası haline gelmiştir. (Bugün Türkiye'de yüzme havuzlu Otel sayısı 720'dir) Ayrıca yaşam standartlarının gelişmesi ve kısa tatillerde deniz kenarlarına ulaşım güçlüğü dinlenme eğlence rekreasyon kullanımları yapılan yüzme havuzlarının sayısını artırmaktadır.

Türkiye'de yüzme havuzu sektöründe özellikle havuz yaptıranların ve kullanımından sorumlu olanların bilinçsiz olması ve ölçü olarak sadece maliyet unsurunun ele alınması ve bu konuda ne bir standart ne de bir kontrol olmaması nedeniyle havuzların büyük bir kısmı sağlık açısından bir risk faktörü olmaktadır. İnsan sağlığı bakımından çok önemli bir unsur olan havuz suyunun temizliği ve bir takım özellikleri uygun bir şekilde bir çok sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır.

Olimpik Yüzme Havuzu Ölçüleri

FINA (Federation İnternationale de Natation Amateur - Uluslararası Yüzme Federasyonu) tarafından standart Yüzme Havuzu Ölçüsü;

* Boy : 50 m
* En : 26 m
* Derinlik : 2,2 m
* Kulvar sayısı : 10



yuzme fotograflari 1yuzme fotograflari 2yuzme fotograflari 3

yuzme fotograflari 4yuzme fotograflari 5yuzme fotograflari 6

yuzme fotograflari 7yuzme fotograflari 8yuzme fotograflari 9

yuzme fotograflari 10yuzme fotograflari 11yuzme fotograflari 12

yuzme fotograflari 13yuzme fotograflari 14yuzme fotograflari 15

yuzme fotograflari 16

Papağan'ın Doğum Anı resimli

p13we
p28vr
p45gu
p52ny
p65ky
p72wf
p82nz
p95fx
p108zg
p113fm
p121kd

Yazılar istenildiğinde incelenilerek kaldırılabilir mail atmanız yeterlidir fistikcizaman@gmail.com
firma ekle